Rahatlamak İçin Yazmayı Deneyin!
Hayatın durmaksızın devam eden yüksek temposu içinde çoğu zaman rahatlamak için kendimizi unutuyoruz. Evet, belki bunun farkında bile değiliz ama gerçek zaman zaman zamansal boşluklardan girip ruhumuza hükmediyor. Yalnızlığı tadıyoruz en acıtan haliyle, canımız yok yere acıyor, rahatsız hissediyoruz. Ne oldu bana böyle kötü oldum diye düşünüyoruz, ele alınır bir sebep yok. Sadece gereksiz iç sıkıntısı var elimizde avcumuzda, geçmek bilmeyen ve sürekli tekrar eden. Bu ve bunun gibi örnekler uzayıp gider, sonunu getirmek mümkün olmaz. Çünkü hayat akışımız hiçbir zaman normal seviyeye dönmez gerekli farkındalık algısına varmadan. Öyleyse biraz kendimize çeki düzen vermek gerekiyor, psikolojik alandaki bu sorunlara çözüm bulmak için aynaya bakmak, hatta aynayla da yetinmeyip aynanın içindeki öze, ruhumuza dokunmak gerekiyor.
Şayet böyle bir lükse sahip olmazsak ya da çok yoğun hayat akışımızda kendimizde zaman ayırmamaya devam edersek, sonuç hüsran olacaktır. Sonuç, ruhsal sorunlardan kurtulma yolunda arayışlara dönecektir. Hiç olayı bu kadar büyütmeye gerek var mı? Tıp alanında olduğu gibi psikoloji alanında da erken teşhis devreye giriyor bu noktada! Herhangi bir sorun gerçekten de olmasa bile kendimize sürekli yenileme çalışmaları yapma gerekliliği hasıl oluyor.
Üstelik korkup çekinmeye gerek yok. Çünkü genele hakim olmuş düşünceyi bildiğimiz için, maddi kaygıları da göz önünde bulundurarak tamamen kendimizi motive etmek konusu üzerinde duracağız. Bunun için çok sağlam örnekler gösterme şansımız bulunuyor. Ne de olsa kişiyi en iyi tanıyan yine kendisidir, öyleyse en çok yardım da yine kendi içinden gelir O’na. Öyleyse bu yöntemler içinde son zamanların en fazla ilgi gören ve sağladığı yarar su götürmeksizin herkes tarafından kabul edilmiş, yazarak rahatlama olgusuna değinmek gerekiyor. Bunun sonucunu ilk andan başlayarak en iyi şekilde, rahatlamak için yazan sayısız insan adına garanti edebiliriz!
Yazmak, üretmek anlamına gelir. Bir şeyleri yoktan var etmek, ona sahip olmak ve istediğimiz gibi üzerinde hakimiyet kurmak. Devrik cümleler, anlatım bozuklukları, imla kuralları, noktalamalar, ilgi çekici kelimeler… Hepsi bizim emrimizde birer kavramdır bunların! İşte, daha giriş aşamasında olayı bu noktadan ele aldığımızda dahi yazmak ve psikolojik destek arasındaki ilgiyi görme şansına sahip oluyoruz. İnsana kendini hatırlatıyor yazmak, öz güvenini tazelemesine, kendini yenilemesine, rahatlamaya fırsat veriyor. Sen üreten birisin, diye telkinde bulunuyor kalem sahibine! Peki, bununla mı sınırlı ruhsal sorunları ve onların çözümüne ilişkin yazma durumu? Elbette ki hayır. Bir başka büyük işlevi daha var yazmanın psikolojik anlamda. O da rahatlatıcı, boşaltıcı, tamamen nötr hale getirici etki! Tıpkı çıplak ayakla toprakta yürümek gibi düşünebiliriz bunu.
Şiir yazmak, deneme, hikaye, roman, öykü, günce, anı ya da diğer türler. Her ne olursa olsun, içimizde birikmiş olan şeyleri, en samimi, en özel, en üryan halimizle beyaz kağıda korkusuzca aktardığımız zaman sonucu göreceğiz! Tüm kasvetin kağıda aktığını, beyazdan sarıya döndüğünü kendi gözümüzle göreceğiz. Bu zor değil, sadece kendimize o cesareti verip kendimizi kalem ve kağıdın etkisine bırakmaktan geçiyor. Deneyin, pişman olmayacaksınız yazmak için ayırdığınız zamana. En iyi terapi yöntemlerinden birinin yazmak olduğunu, bunca kişinin yanılmadığını çok iyi bir deneyim ile öğrenmiş olacaksınız!
Üstelik sadece bu artıyla da sınırlı değil hayatınıza katacağınız güzellikler. Yazarak rahatlama yetisini edindiğiniz zaman, bu güzelliği yaşadığınızda başka bir ihtiyaç, okuma gereksinimi çıkacak ortaya. Doğal olarak okuyarak rahatlama da girecek hayat felsefenizin içine. Kalemin, kağıdın, şiirin, romanın, cümleyle alakalı her şeyin gücünü göreceksiniz, hissedeceksiniz!